Dünya
edebiyatına çok önemli eserler kazandırmış, zengin ve soylu bir ailenin yetim
çocuğu: Tolstoy. Okuduğumuz çoğu kitabında toplum sorunlarından bahsetmiştir,
bunları gerçekçi bir dille anlatabiliyor olmasını da mal varlığını köylülere dağıtıp
onlar gibi yaşamaya başlamasına bağlayabiliriz.
Tolstoy yapıtlarında çok kez İvan ismini
kullanmıştır buradan Rus toplumunda çok kez kullanılan bir isim olduğundan İvan
isminin tercihi Tolstoy öykülerinde kendimizi bulmamızı sağlıyor çünkü İvan içimizden
biri.
Aptal İvan
öyküsünde Tolstoy kapitalizmi ve ticareti eleştirmektedir. Öncelikle köylü
yaşamındaki saf özü anlatmış daha sonra şeytanın oyunlarına düşmenin şehrin
hırslarının getirisi olduğunu bunun yanında yokluk içerisindeki kalabalığın sıkıntılarını
dile getiriyor. Örneğin şeytan figürleri kardeşlerin arasını bozmak için “Önce
ellerinde ne var ne yoksa hepsini alacağız. Nasılsa bir araya geldiklerinde
kendiliğinden kavgaya tutuşacaklardır.”diyorlar. Hepsi bu tuzağa düşerken bir
tek İvan düşmüyor onlara Tanrı’dan af dilemelerini söylüyor, İvan şeytanın bile
Tanrı’dan af dileyebileceğini düşünüyor. Tolstoy eserlerinde Tanrı dışında
kurtuluşun bulunmayacağını anlatmaya çalışıyor, hatta bir eserinde “Yaşamak,
Tanrı’yı tanımak demektir; çünkü Tanrı, hayattır.”diyor. “Sanat Nedir?” adlı
eserinde de sanatın izleyiciyle yaratıcı arasında ruhsal bir iletişim sağlaması
gerektiğini, büyük sanatın da dinsel sanat yani okura ya da izleyiciye insan ve
Tanrı sevgisini aşılayan sanat olduğunu öne sürmüştür. Aptal İvan eserinde de
din, iman, ahlak aşılayıcı, doğruluk üzerine kurulu hayatları övüyor çünkü
insanların ahlakını bozan sanata düşman bir adam. Tolstoy eserde çok fazla
betimlemelere yer vermiyor çünkü onun asıl ilgilendiği insanların iç dünyası.
İvan aptal olmasına karşın içindeki saf ve
temizlik neticesinde elindekilerden olmuyor, aksine zenginlikleri artıyor. Öyküde
destansı bir anlatım hâkim. Olağanüstü varlıklara (İvan ve halkının
özellikleri, şeytanın insan ile konuşması gibi) öyküde oldukça fazla yer
veriliyor. Tolstoy süslü cümlelere çok fazla yer vermiyor eserinde, aksine
halktan cümlelerle, atasözleriyle eserlerini yazıyor. “İğne nereye giderse
iplik de oraya gider.”diyor padişahın kızı, halkı ise savaşarak ölmektense evde
oturup ölümü beklemeyi yeğliyor padişahın aptal kızı İvan’nın sözünden öteye
çıkmıyor, halk ona danışıyor çünkü gerçek sevgi ve bağlılık bunu
gerektirir.
Tolstoy bize aptalların nasıl yaşadığını
değil emek verilerek her şeyin üstesinden gelinebileceğini anlatıyor çünkü
“Sofraya yalnızca eli nasırlı olanlar oturabilir; ötekilerse artıkları yer.”
*İNSAN NE İLE YAŞAR- TOLSTOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder